Welcome to Our Website

Rusya’nın Unutulan Devrimcisi Lev Troçki Kimdir?

Bazıları tarafından Rusya’nın en büyük devrimcilerinden birisi sayılan Lev Troçki, bazıları tarafındansa neredeyse hiç tanınmıyor. Bugün Lev Troçki kim ve bu garip dengesizliğin sebebi ne beraber öğreneceğiz.

Kaynak: https://www.thoughtco.com/leon-trotsk…

Lev Troçki (7 Kasım 1879 – 21 Ağustos 1940), Komünist bir teorisyen, bir yazar, 1917 Rus Devrimi’nin liderlerinden biri, Vladimir Lenin altında halk komiseri olarak dış işler bakanı (1917-1918) ve ardından Kızıl Ordu’nun başı olarak halk komiseri olarak ordu ve denizcilik işleri bakanıydı (1918-1924).

Sovyetler Birliği’nden sürgün edildikten sonra, Türkiye’de de yaşayan Torçki, Joseph Stalin’le olan iktidar mücadelesini kaybederek, 1940 yılında acımasızca suikast sonucu öldürüldü.

Troçki, 17 yaşında Nikolayev, Kherson’da Marksizm’le tanıştı. Siyasi sürgünlerle konuşmak ve yasadışı broşürler ve kitaplar okumak için okulu aksatmaya başladı.

Kendisini düşünen, okuyan ve devrimci fikirler üzerine tartışan gençlerle çevreledi. Devrimi planlamaya geçmeleri çok sürmedi.1897’de Troçki, Güney Rus İşçi Birliği’ni kurmaya yardımcı oldu. Bu birlikle olan faaliyetleri nedeniyle Troçki, Ocak 1898’de tutuklandı.

İki yıl hapis yattıktan sonra Troçki, yargılanmaya çıkarıldı ve Sibirya’ya sürgün edildi.

1899 yazında Sibirya’ya giderken bir transfer hapishanesinde, aynı zamanda dört yıl Sibirya’da sürgün cezasına çarptırılmış olan devrimci bir kadın olan ilk eşi Aleksandra Lvovna ile evlendi. Sibirya’dayken iki kızları oldu.

1902’de, dört yıl hüküm giymesine rağmen sadece iki yıl sonra, Troçki kaçmaya karar verdi.

Eşi ve kızlarını geride bırakarak, bir at arabasıyla kasabadan kaçırıldı ve ardından sahte bir pasaport elde etti. Uzun süre düşünmeden, hızla Leon Troçki adını yazdı. Bu adın hayatının geri kalanında kullanacağı en önemli takma ad olacağını bilmeden kendi ismini belirlemiş oldu. (Troçki adı, Odessa hapishanesinin baş gardiyanının adıydı.)

Daha sonra Troçki, Londra’ya ulaşmayı başardı ve burada Lenin ile Rus Sosyal Demokratlar’ın devrimci gazetesi Iskra üzerinde çalıştı.

1902’de ikinci eşi Natalia Ivanovna ile tanıştı ve bir sonraki yıl onunla evlendi. Troçki ve Natalia’nın birlikte iki oğulları oldu. Rusya’da Kanlı Pazar (Ocak 1905) haberleri Troçki’ye ulaştığında, Rusya’ya geri dönmeye karar verdi. Troçki, 1905 yılı boyunca çarın gücüne meydan okuyan protesto ve ayaklanmalara ilham vermek, teşvik etmek ve şekil vermek için sayısız makale yazdı. 

1905’in sonlarına doğru Troçki, devrimin bir lideri haline geldi. 1905 devrimi başarısız oldu, ancak Troçki daha sonra bunu 1917 Rus Devrimi için bir ‘prova’ olarak nitelendirdi.

Aralık 1905’te Troçki, 1905 devrimindeki rolü nedeniyle tutuklandı. Yargılandıktan sonra, 1907’de tekrar Sibirya’ya sürgün edildi.

Troçki yine sürgünden kaçtı. Bu kez, Şubat 1907’de Sibirya’nın donmuş ormanlarından bir geyik kızağı ile kaçtı. Troçki, sonraki 10 yılı sürgünde geçirdi, bu süre zarfında Viyana, Zürih, Paris ve New York da dahil olmak üzere çeşitli şehirlerde yaşadı. Bu süre zarfında çokça yazdı. I. Dünya Savaşı patlak verdiğinde, Troçki savaş karşıtı makaleler yazdı. Çar II. Nicholas Şubat 1917’de devrildiğinde, Troçki Rusya’ya geri döndü.

Troçki, hızla 1917 Rus Devrimi’nin liderlerinden biri oldu.

Ağustos ayında resmi olarak Bolşevik Parti’ye katıldı ve Lenin ile ittifak kurdu. 1917 devriminin başarısıyla, Lenin yeni Sovyet hükümetinin lideri oldu ve Troçki Lenin’den sonra ikinci büyük isim oldu. Troçki’nin yeni hükümetteki ilk görevi, halk komiseri olarak dış işler bakanı olmaktı. Bu da Troçki’yi I. Dünya Savaşı’ndaki Rusya’nın katılımını sonlandıracak bir barış anlaşması yapma görevinde sorumlu kıldı. 

Troçki, Rusya’nın savaştan çekilmesinin ardından, Kızıl Ordu’nun başı ve halk komiseri olarak ordu ve denizcilik işleri bakanı oldu. Bu dönemde, Troçki Kızıl Ordu’yu eğitti ve yönetti.

Yeni Sovyet hükümeti güçlenirken, Lenin’in sağlığı zayıflamaya başladı.

Lenin Mayıs 1922’de ilk kez felç geçirdiğinde, arkasından gelenin kim olacağı sorusu ortaya çıktı. Güçlü bir Bolşevik lider ve Lenin’in kendi tercihi olan Troçki, bariz bir seçenek gibi görünüyordu. Ancak, Lenin 1924’te öldüğünde, Troçki Stalin tarafından köşeye sıkıştırıldı. Bu noktadan sonra, Troçki yavaş yavaş Sovyet hükümetindeki önemli görevlerden çıkarıldı ve kısa süre sonra ülkeden atıldı.

Ocak 1928’de Troçki, yönetime çok uzak olan Alma-Ata’ya (şimdi Kazakistan’da Almatı) sürgün edildi.

Görünüşe göre bu yeterince uzak değildi ki, bu yüzden Şubat 1929’da Troçki Sovyetler Birliği’nden sınırdışı edildi. Sonraki yedi yıl boyunca, Troçki Türkiye, Fransa ve Norveç’te yaşadı ve nihayet 1936’da Meksika’ya geldi.

Sürgündeyken çok fazla yazan Troçki, Stalin’i eleştirmeye devam etti ve Stalin, Troçki’yi Stalin’i iktidardan uzaklaştırmak için uydurulmuş bir komplonun baş hükümet görevlisi olarak adlandırdı.

Vatan hainliği davalarının ilkinde (Stalin’in Büyük Temizliği’nin bir parçası olarak, 1936-1938), Stalin’in 16 rakibi, Troçki’ye yardım etmekle suçlandı. Hepsi suçlu bulundu ve idam edildi. Stalin ardından Troçki’yi öldürmek için adamlarını gönderdi.

24 Mayıs 1940’ta Sovyet ajanları, erken saatlerde Troçki’nin evine makineli tüfeklerle ateş açtılar.

Troçki ve ailesi evdeyken, hepsi saldırıdan yara almadan kurtuldular. Büyük bir mucize olmuştu.

Ama 20 Ağustos 1940’ta, Troçki bu kadar şanslı değildi.

Çalışma odasındaki masasında otururken, Ramon Mercader, Troçki’nin kafatasını bir buz küreğiyle deldi. Troçki, yaralanmalarının ardından bir gün sonra 60 yaşında öldü.

Rusya’daki solun bazı kesimleri için Troçki, Vladimir Lenin’den sonra dünyanın en büyük devrimcisi olarak görülür.

Ancak, Troçki herkes tarafından bir devrimci olarak görülmemektedir. Aslında, belki de Stalin ile güç mücadelesini kaybettiği için, filozof Hannah Arendt, Troçki’nin günümüz Rusya’sında büyük ölçüde unutulduğuna dikkat çekti. Hatta Troçki ‘Sovyet Rusya tarih kitaplarında hiç yer almıyor.’

Troçki bugün Rusya’da genellikle bir buz küreğiyle öldürülen devrimci olarak anılır.

Rus yapımı bir mini dizi olan ‘Troçki’, Troçki’yi dengesiz öfkeli ve acımasız bir katil olarak, Stalin’i ise akıllı ve asil bir savaşçı olarak tasvir etmiştir. Oysa Stalin, Troçki de dahil olmak üzere çok daha fazla insanı öldürdü. Kızıl Ordu’yu bir zamanlar yöneten kişinin bu denli unutulmuş olması gerçekten büyük bir üzüntü sebebi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir